11 Şubat 2014 Salı günü kendimi çok kötü hissediyordum. Spor
sahalarında yaşanan tatsız olaylar benim için dayanılmaz bir hal almıştı. Aklıma
gelen kelimeleri kağıda dökmenin sıkıntımı bir nebze olsun giderebileceğini
hissettim, içimde yaşadıklarım insanlarla paylaşılabilecek türden değildi. Her
bildiğimi herkese anlatamazdım ama çok merak ediyordum, acaba beni anlamaya
yaklaşabilecek veya benim gibi düşünen birilerini bulabilecek miydim?
Üzerimdeki mahalle baskısını bir kenara bıraktım. Galatasaray
taraftarı olarak değil de bir baba olarak düşündüm. Minik kızımın büyüyüp spor
yaptığını, benim gibi Milli Takım formasını taşıdığını, karnaval tadındaki
tribünleri selamladığını hayal ettim. Fanatik Beşiktaş taraftarı anneannem
geldi aklıma, sonra Fenerbahçe delisi can dostlarımı ve Trabzonspor bağımlısı
komşumu düşündüm. Hepimiz birbirimizi gerçekten çok seviyor ve sayıyorduk.
Birden rüyamdan uyandım, basit bir atışı kaçırdığım için
tribünde maçımı seyreden annemin hemen arkasındaki sırada oturan kendi seyircimin
anneme küfür ettiği gün film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. O okkalı küfür
sessiz Spor Serginin her köşesinde yankılanmıştı, annemin duymama ihtimali
yoktu… “Cihattt senin ananı s…yim”…
Sporculuk kariyerim boyunca işittiğim tek hakaretti,
sahadaydım, yapacak hiçbir şeyim yoktu. Annem tribünde 5.000 seyircinin içinde
tek başınaydı. O kadar insana karşı tepki vermek imkansızdı ama annem beni
yanılttı. Arkasını döndü ve küfür eden genç taraftara “kolaysa gel de yap ulan
piç kurusu” dedi… Bir anda salonda bir ölüm sessizliği oldu, yaptığından utanan
küfürbaz annemin elini öpüp özür dilemeye çalışırken kendi arkadaşlarından feci
dayak yedi.
O dönemde tribünlerde otokontrol, aile, camia ve spor
terbiyesi vardı. Bu değerler günümüzde hızla erozyona uğradı ve acilen bir
şeyler yapılması gerekiyor. Tek başına bir kadın bile bu çarpıklığa bundan 30
sene önce kafa tutabilmişti, hem de 5.000 kişiye karşı. O zamanlar ne sosyal
medya vardı ne de cep telefonu; ne söyleyeceksen o anda adamın suratına
söylemek zorundaydın. Annem yaptıysa ben neden bunu yapamayayım diye düşündüm
ve EDER’in doğuşuna sebep olan o meşhur yazıyı http://cihatlevent.blogspot.com.tr/2014/06/boyle-bir-sampiyonluk-istemiyorum-bir.html
yazıp sosyal medyada paylaştım.
Tedirgindim, ne tepki alacağımı bilemiyordum ama ilk 1
saatte 1.021 beğeni ve tebrik mesajı aldım. Başlangıçtaki tedirginliğim derin
bir mutluluk ve başarı hissine dönüştü, cesaretim pekişti. 3 gün boyunca yazım
sosyal medyanın tepesinde kaldı. Artık emindim, benim gibi hisseden ve düşünen
binlerce insan vardı. Bu saçmalığa bir son vermenin zamanı gelmişti.
14 Şubat 2014 Cuma günü bir Facebook grubu kurmaya kadar
verdim. İsim o an zihnimde belirdi. Klavyemde “E”, “R” ve “D” harfleri yan yana
duruyordu… EDER… Ebedi Dostluk Ezeli Rekabet…
Kurulan grup bir ay gibi kısa bir sürede 5.000 üyeyi geçti.
Bu rakam benim için çok önemli bir göstergeydi zira bizim zamanımızın en büyük
salonu olan Spor Sergi 5.000 kapasiteliydi. Bu kadar insanı bir araya
toplayabilirsem oyunculuğumdan daha çok seyirci toplamış olurum diye
düşünmüştüm. Bugün EDER Abdi İpekçi Arena’ya bile sığmıyor ve eminim ki kısa
bir süre sonra Atatürk Olimpiyat Stadı’na bile sığamaz olacak.
Platformdaki hareketlilik ve arzu önüne geçilemez boyuta
gelmişti ve bence artık bir STK olmak gerekiyordu. 15 Mart 2014 Cumartesi günü gerçek
hayatta ilk kez tanıştığım insanlarla bir toplantı düzenledim. Toplam 54
kişiydik, oy birliğiyle Ebedi Dostluk Ezeli Rekabet Derneği EDER’i kurmaya
karar verdik… 7 Nisan 2014 Pazartesi günü derneğimiz resmen kuruldu. İlk
platform toplantısına katılan kurucular http://www.eder.com.tr/tr/news/112-ederkuruldu
başta olmak üzere emeği geçen ve bana bu yolda destek veren herkese binlerce
teşekkür ediyorum. http://www.eder.com.tr/tr/firstplatformmeeting
O günden bugüne EDER’de çok şey oldu, sadece 1 senede
emeklemeden koşmaya başladık. Artık dünyanın her köşesinde bir EDER’li var.
Hedef büyüttük, milyonlara ulaşmak ve bu anlamsız şiddete son vermek istiyoruz.
Diğer organizasyonlar gibi tepeden inme iş yapmayacağız. EDER TABANDAN GELEN
BİR BİRLİK HAREKETİDİR ve en büyük amacı spor sektöründeki ARZ-TALEP DENGESİNİ
DEĞİŞTİRMEKTİR.
Sevgili eşimle birlikte kendi çocuğumuz gibi üzerine
titrediğimiz EDER birinci yaşını doldurdu. EDER’in artık sizlerin desteğine çok
daha fazla ihtiyacı var. Bu oluşumu hep birlikte büyüteceğiz. EDER’e katılın,
EDER’e destek olun…
Daha fazlası için www.eder.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder